28 Şubat 2010 Pazar

Kinder süpriz


Tıkırt tıkırt eşliğinde kapıyı açtım. Ayaklarımı dışardan ctrl+x ile kesip evin içerisine ctrl+v yardımı ile yapıştırdım. “Anne” diye seslendim ama yanıt alamadım. “Annee annee” diye iki çağrı bıraktım ama yine cevap gelmedi. Neyse görünce arar dedim. Salon klasörüne girdim. Kimse yoktu. Annem büyük ihtimalle komşuya gitmişti. Belki de komşudan bir onluk alacaktı. Bilemiyorum. Odam klasörüne girdim. Karşıda özensiz yatağım vardı. Yatağımın karşısında düzensiz bilgisayarım vardı. Düzensiz bilgisayarımın karşısında özensiz yatağım. Üzerimdeki ceketi çıkarıp yatağın üstüne attım fakat ayağım çizgide olduğu için ikilik sayıldı bu sayım. Gayri ihtiyarı bilgisayarın karşısındaki deri döşeme olmayan, bir milletvekilinin oturmayacağı cinsten sandalyeme oturdum. Bilgisayarımın “power” düğmesine bastım. Bilgisayarım bu hareketimi yanıtsız bırakmayıp açıldı. İstemeye istemeye feysbuku açtım. Bir kaç vidyo izleyip can sıkıntımı gidermek istiyordum. Kendi paylaştığını kendi beğenen insanlar gördüm ve hevesim kaçtı.”Kendini beğenmiş” dedim içimden. “Bari biraz müzik dinleyim” deme gereği duymadan odamdan çıktım. Mutfak klasörüne doğru yol aldım. Buzdolabının karşısına geçtim ve bir süre bakıştık. Soğuk soğuk baktı bana. Dolabın kapağını hafifçe araladım. Bana açık kapı bırakmış süsü verdim. Gözlerimi buzdolabının içinde bir süre sörf yaptırdım. Üzerimde hoş duracak bir şey göremedim ve kapağı kapattım. Üst kapağa umut vererek kapağı araladım. Gözlerim sevinç yumağına döndü. Neyse ki mart ayındaydık. Kedilerin bu yumakla oynayacak vakitleri yoktu. Sevinç yumağının sebebi buzlukta duran dondurma kabıydı. “Oh dondurma “ dedim içimden. Dondurma kabını alıp mutfak masasının üstüne bıraktım. Bir hışımla geri dönüp mutfak dolabının üstten ikinci çekmecesini kendime doğru çektim. Bir adet tatlı kaşığı alıp çekmeceyi yerine bıraktım. Aynı hışımla mutfak masasına geri döndüm. Dondurma kabına odaklandım. “Buradan açınız” yazısını aramaya başladım ama bulamadım. Öyle bir yazı zaten yoktu. Neyse dondurma kabının kapağını tutup açabileceğim bir nokta buldum. Sol elimin baş parmağı ve işaret parmağımın güçlerini birleştirip kapağı açtım. Sağ elimle kavradığım tatlı kaşığını tam kaba daldırıyordum ki “Ah anne ahh” diye sesli mesajımı bıraktım. Geçen gün kasaptan aldığım kıymanın geri kalanı,sevmiyorum lan seni.   

1 yorum: